DETAYLI BİLGİ İÇİN; 0538 971 1155
İLAÇ DEĞİLDİR
GÜL HASTALIĞI (ROSACEA) VE ERSAĞ
📌📌 ÖN NOT; Araştırma konusunu alıntı yaparken kopyalarken konunun sonunda ki ismi soyismi SİLMEYİN 📌📌
Gül Hastalığı erken teşhiste son derece sıkıntısız önlem alınabilecek bir cilt hastalığı. Hastalık ile ilgili bilgileri vermeye başlamadan önce, Ersağ ürünleri ile bu hastalığa nasıl müdahale edebiliriz onu belirteyim.
Öncelikle bu hastalık genetik geçişi olduğu düşünüldüğü için çaresiz bir hasta...lık olarak görülmesine karşılık diyorum ki eğer şu an yazdıklarımı uygularsaniz belli bir süreç sonra hastalığın geriye gittiğini göreceksiniz. Ancak ne yazık ki bu hastalığa maruz kalan kişilerin ömür boyu dikkatli olması gerekiyor. Herşeyden önce temizlik ve kozmetik ürünleri tamamıyla temiz ürünler olmalı. Yani içeriklerinde kimyasal katkı, koruyucu vs olmamalı. İster Ersağ olsun ister başka bir marka içerikleri temiz ürünler kullanılmalı.
🔘 ERSAĞ VE GÜL HASTALIĞI
🔹Güneş Kremi (Olmazsa olmaz)
🔹Yüz Yıkama JELİ
🔹Argan Yağlı Nemlendirici
yada
🔹ÇörekOtu Yağlı Nemlendirici
🔹Hindistan Cevizi Yağı
🔘GIDA TAKVİYELERİ
🔹 Probiyotik ( 1 ay) KONUYU OKURKEN NEDENİ ANLAYACAKSINIZ
🔹Sarı Kantaron ( ilk 3 ay)
🔹OMEGA ( devamlı)
🔹Sıvı Propolis ( 3 ayda bir 15 gün ara verip devam)
🔹Spirulina ( ilk 3 ay)
🔹Çörek Otu Yağı kapsülü ( ikinci 3 ay)
NOT: TÜM TEMİZLİK VE KOZMETİK ÜRÜNLERİ KİMYASAL KATKILI OLMAYACAKTIR
🔴Gül hastalığı ve tedavisi
Gül hastalığı ya da daha bilimsel adıyla Rosacea rahatsızlığı, ülkelere göre değişmekle birlikte toplumlarda %0.5 ila %10 görülme sıklığına sahip.
Genellikle ergenlik döneminde veya 20’li yaşlarda ortaya çıkan rahatsızlık, 30’larda ve 40’larda ise çok daha vahim bir tablo çizmeye başlar. Henüz rahatsızlığın kesin sebebi tespit edilebilmiş değil ancak oluşmasına katkı sağlayan faktörler biliniyorlar. Modern tıpta ise hastalığın gerçek bir tedavisi yok ve bireyler hayatları boyunca zaman zaman oluşmasına, zaman zaman ise geçmesine razı olmak durumundalar.
Cilde bağlı pek çok diğer rahatsızlıkta olduğu gibi, gül hastalığında da semptomların ortaya çıkışını tetikleyen değişik faktörler olabiliyorlar.
🔴Gül Hastalığının Semptomları
Hastalık kendisini aşağıdaki semptomlar ile gösterebilmektedir:
• Yüzde kızarıklık, özellikle burun ve yanaklarda
• Damarların ağ halinde cilt altından belli olması
• Ciltte ağrılar ve kaşınma
• Güneşe tepki gösteren cilt
• Batma ve yanma hissi
• Ciltte kuruma
• Akneye benzer oluşumlar ve aşırı yağlanma
• Utanınca kolayca kızarma
• Cilt dokusunun kalkması
• Cilt dokusunun pütürlü olması
• Ciltte bazı bölgelerin sertleşmesi
• Göz çevresinde cilt hassasiyeti, kızarma, kuruma, batma, kaşınma, ışığa hassasiyet, kistler ve ağrılar.
🔴Beslenme Düzeninizdeki Tetikleyicileri Tespit Edin
Gül hastalığı cildi daha hassas hale getirdiği için, rahatsızlığı ortadan kaldırmak amacıyla kimyasal kremlerin kullanımı, durumu daha kötü hale getirebiliyor. Bazı hastalarda ise her ne kadar semptomlarda azalma meydana gelse de, hastalığın kökenine inilmiyor.
Uzmanlar ise bunun tüm vücudu ilgilendiren bir problem olduğunu belirtiyorlar ve inflamasyonların özellikle bağırsaklardan kaynaklanan problemlerden dolayı oluştuğuna inanıyorlar. (PROBİYOTİK) Zira insan cildi genel sağlığın bir işaretini verir ve hassasiyetleri, alerjileri olanlar maalesef bunun semptomlarını genelde ciltleri üzerinde görürler.
Gül hastalığı, akne, dermatit gibi pek çok cilt hastalığının mide-bağırsak inflamasyonlarından kaynaklandığına dair araştırmalar mevcut. Fazla aktif bir bağışıklık sistemi cilt ve sindirim bozukluklarına yol açabiliyor ve bu da cildimizi korumakla görevli olan faydalı bakterilerin bağışıklık sistemi tarafından parçalanmasına yol açarak cildi savunmasız bırakıyor.
Bu yüzden öncelikle bağışıklık sisteminizi tetikleyen besin öğelerini tespit etmeli ve beslenme düzeninize değişiklikler getirmelisiniz. Özellikle anti-inflamatuvar gıdalar, alerjen kaynakları ortadan kaldırma konusunda etkili oluyorlar.
Bu hususta deneyebileceğiniz en önemli besinler şu şekildeler:
• Organik sebzeler ve meyveler
• Sağlıklı yağ asitleri
• Yüksek kaliteli proteinler
• Anti-inflamatuvar bitki ve besinler
Kaçınmanız gereken gıdalar ise aşağıda sıralanıyorlar:
• Alerjiniz olan tüm gıdalar
• Alkol ve kafein
• Şeker ve işlenmiş gıdalar
• Süt ürünleri
• Kızarmış gıdalar, trans yağlar ve hidrojene yağlar
⭕Gül Hastalığının nedeni ve nasıl ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Ancak tıb dünyası ve bilim adamları bu hastalığın en büyük etkenlerinden birisinin ✳️genetik yatkınlık olduğunu söylemektedir.
Gül hastalığına sebep olduğu düşünülen diğer bir etkeninde ✳️ciltlerde yaşamakta olan bir çeşit kenedir. Bu çeşit keneler, ciltte hemen derinin altında ölü deri ve canlı deri sınırında yaşamaktadırler. Gözle görülmesi çok zor olan bu canlıların ciltte meydana getirikleri tahriş döküntüleri açıklamaktadır.
Bir cilt hastalığı olan rozasea, yaygın bilinen adıyla gül hastalığı... Özellikle açık tenli kişilerde görülen bu durum yüz bölgesinde yaşanmasından dolayı estetik olarak da rahatsızlık yaratabiliyor. Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Sağlam, güneşin zararlı etkileri, çevresel kirlilik, stres ve soğuk havaların hastalığın görülme sıklığı ve şiddetinde artışa neden olduğunu belirtiyor.
➡️YÜZDE KIZARIKLIK, YANMA VE BATMA HİSSİ VARSA...
Yaygın olarak "gül hastalığı" şeklinde tanımlanan bu cilt probleminin asıl nedeninin damarsal aşırı reaksiyon olduğu düşünülüyor. Bununla birlikte mide hastalıkları, tansiyon, maytlar ve ciltte bulunan bir parazit enfeksiyonu da hastalığın nedenleri arasında yer alıyor.
Dr. Hülya Sağlam'ın verdiği bilgiye göre; güneşin zararlı etkileri, çevresel kirlilik, stres ve soğuk havalar hastalığın görülme sıklığı ve şiddetinde artış yaratıyor. Üstelik bu sorunla karşı karşıya kalan 🔺kişilerin ömür boyu kendilerine dikkat etmeleri gerekiyor. Zira yüzdeki bu kızarıklıklar ne yazık ki tamamen geçmiyor.
➡️KENDİLİĞİNDEN İYİLEŞMESİ SİZİ YANILTMASIN
Yüzdeki küçük, kırmızı bazıları da iltihaplı kabarcıklar başlangıç aşamasında kendiliğinden geçse de tekrar edebiliyor. Ancak herhangi bir gerileme yaşamayan hatta kılcal damar genişlemeleri ortaya çıkan kişilerin mutlaka bir uzmana başvurması gerekiyor.
Hastalık açık tenli kişiler, ailesel geçiş gösterenlere, çiftçi, inşaat işçisi gibi sıcakta ve soğukta ya da güneş altında çalışanlarda daha fazla ortaya çıkıyor. Bununla birlikte fazla miktarda acı, baharatlı yiyecekler, çikolata ve aşırı sıcak çay, kahve tüketimi de tetikleyici faktörler arasında yer alıyor. Sedef hastalığı, seboreik egzama, alerjik dermatitler, kortizonlu krem kullanımı, güneş yanığı da kırmızı yüze neden olabiliyor.
➡️KIZARIKLIĞA YANMA VE KAŞINTI EŞLİK EDİYOR
Rozasea tetikleyici etkenlere maruz kalınmasıyla birlikte bir anda da ortaya çıkabildiği gibi kızarıklık ve sivilcelenmeler zamanla da artabiliyor. Yüzün belirli bölgelerinde kızarıkla başlayıp evreler halinde ilerleyen bu sorunla ilgili Dr. Hülya Sağlam şunları anlatıyor: "Hastalık ikinci evreye ulaştığında ise damarda genişlemeler sonrasında sivilcemsi kızarıklıklar olarak görülüyor. Yanma, kaşıntı gibi şikayetlerin de eşlik ettiği kızarıklıklar ağırlıklı olarak elmacık kemiklerinin üstünde ve burnun alt yarısında artıyor. Üçüncü evre olarak tanımladığımız aşamada ise hastanın yüzündeki kızarıklıkların arttığını görüyoruz. Bazen burunda yağ kanallarını genişleterek, burnun büyüyüp şekil değiştirmesine (rinofima) neden olabiliyor"
Sadece yüz bölgesinde görülen rozaseaya, seboreik dermatit, perioralegzema gibi cilt hastalıkları da eşlik edebiliyor. Bu durum hastalığın şiddetinin de artmasına neden oluyor. Ayrıca göz de blefarit nedeniyle kaşıntı yanma ve batmaya yaşanmasının yanında rozaseası olan kişilerde hipertansiyon ve migren görülme oranın da arttığı gözleniyor.
➡️ÖMÜR BOYU KORUNMA GEREKİYOR
Hastalık genellikle ataklar halinde seyrediyor, tetikleyicilere maruz kalmanın alevlenmeyi artırdığını ve akut döneme geçişe neden olduğunu hatırlatılıyor. Rozaseada hiç bir zaman tam olarak düzelme sağlanamadığı için, sorunu yaşayan kişilerde ömür boyu korunma son derece önem taşıyor.
Hastaların tahriş edici ürünlerle alkol içeren toniklerden uzak durması ve topikal kortizonlu krem kullanmaktan kaçınmaları önem taşıyor.
⚠️BU ÖNLEMLERE DİKKAT!
* Sıcak içecek ve yiyeceklerden kaçının.
* Alkol ve kafein almayın.
* UVA ve UVB'ye etkili en az 30 faktörlü kremlerle güneşten korunun.
* Yaz ayları ve güneş altında daha yüksek koruma faktörlü kremleri tercih edin.
* Düzenli olarak cildinizi nemlendirin.
📝Araştıran, Hazırlayan Özlem Ayral
Gül Hastalığı erken teşhiste son derece sıkıntısız önlem alınabilecek bir cilt hastalığı. Hastalık ile ilgili bilgileri vermeye başlamadan önce, Ersağ ürünleri ile bu hastalığa nasıl müdahale edebiliriz onu belirteyim.
Öncelikle bu hastalık genetik geçişi olduğu düşünüldüğü için çaresiz bir hasta...lık olarak görülmesine karşılık diyorum ki eğer şu an yazdıklarımı uygularsaniz belli bir süreç sonra hastalığın geriye gittiğini göreceksiniz. Ancak ne yazık ki bu hastalığa maruz kalan kişilerin ömür boyu dikkatli olması gerekiyor. Herşeyden önce temizlik ve kozmetik ürünleri tamamıyla temiz ürünler olmalı. Yani içeriklerinde kimyasal katkı, koruyucu vs olmamalı. İster Ersağ olsun ister başka bir marka içerikleri temiz ürünler kullanılmalı.
🔘 ERSAĞ VE GÜL HASTALIĞI
🔹Güneş Kremi (Olmazsa olmaz)
🔹Yüz Yıkama JELİ
🔹Argan Yağlı Nemlendirici
yada
🔹ÇörekOtu Yağlı Nemlendirici
🔹Hindistan Cevizi Yağı
🔘GIDA TAKVİYELERİ
🔹 Probiyotik ( 1 ay) KONUYU OKURKEN NEDENİ ANLAYACAKSINIZ
🔹Sarı Kantaron ( ilk 3 ay)
🔹OMEGA ( devamlı)
🔹Sıvı Propolis ( 3 ayda bir 15 gün ara verip devam)
🔹Spirulina ( ilk 3 ay)
🔹Çörek Otu Yağı kapsülü ( ikinci 3 ay)
NOT: TÜM TEMİZLİK VE KOZMETİK ÜRÜNLERİ KİMYASAL KATKILI OLMAYACAKTIR
🔴Gül hastalığı ve tedavisi
Gül hastalığı ya da daha bilimsel adıyla Rosacea rahatsızlığı, ülkelere göre değişmekle birlikte toplumlarda %0.5 ila %10 görülme sıklığına sahip.
Genellikle ergenlik döneminde veya 20’li yaşlarda ortaya çıkan rahatsızlık, 30’larda ve 40’larda ise çok daha vahim bir tablo çizmeye başlar. Henüz rahatsızlığın kesin sebebi tespit edilebilmiş değil ancak oluşmasına katkı sağlayan faktörler biliniyorlar. Modern tıpta ise hastalığın gerçek bir tedavisi yok ve bireyler hayatları boyunca zaman zaman oluşmasına, zaman zaman ise geçmesine razı olmak durumundalar.
Cilde bağlı pek çok diğer rahatsızlıkta olduğu gibi, gül hastalığında da semptomların ortaya çıkışını tetikleyen değişik faktörler olabiliyorlar.
🔴Gül Hastalığının Semptomları
Hastalık kendisini aşağıdaki semptomlar ile gösterebilmektedir:
• Yüzde kızarıklık, özellikle burun ve yanaklarda
• Damarların ağ halinde cilt altından belli olması
• Ciltte ağrılar ve kaşınma
• Güneşe tepki gösteren cilt
• Batma ve yanma hissi
• Ciltte kuruma
• Akneye benzer oluşumlar ve aşırı yağlanma
• Utanınca kolayca kızarma
• Cilt dokusunun kalkması
• Cilt dokusunun pütürlü olması
• Ciltte bazı bölgelerin sertleşmesi
• Göz çevresinde cilt hassasiyeti, kızarma, kuruma, batma, kaşınma, ışığa hassasiyet, kistler ve ağrılar.
🔴Beslenme Düzeninizdeki Tetikleyicileri Tespit Edin
Gül hastalığı cildi daha hassas hale getirdiği için, rahatsızlığı ortadan kaldırmak amacıyla kimyasal kremlerin kullanımı, durumu daha kötü hale getirebiliyor. Bazı hastalarda ise her ne kadar semptomlarda azalma meydana gelse de, hastalığın kökenine inilmiyor.
Uzmanlar ise bunun tüm vücudu ilgilendiren bir problem olduğunu belirtiyorlar ve inflamasyonların özellikle bağırsaklardan kaynaklanan problemlerden dolayı oluştuğuna inanıyorlar. (PROBİYOTİK) Zira insan cildi genel sağlığın bir işaretini verir ve hassasiyetleri, alerjileri olanlar maalesef bunun semptomlarını genelde ciltleri üzerinde görürler.
Gül hastalığı, akne, dermatit gibi pek çok cilt hastalığının mide-bağırsak inflamasyonlarından kaynaklandığına dair araştırmalar mevcut. Fazla aktif bir bağışıklık sistemi cilt ve sindirim bozukluklarına yol açabiliyor ve bu da cildimizi korumakla görevli olan faydalı bakterilerin bağışıklık sistemi tarafından parçalanmasına yol açarak cildi savunmasız bırakıyor.
Bu yüzden öncelikle bağışıklık sisteminizi tetikleyen besin öğelerini tespit etmeli ve beslenme düzeninize değişiklikler getirmelisiniz. Özellikle anti-inflamatuvar gıdalar, alerjen kaynakları ortadan kaldırma konusunda etkili oluyorlar.
Bu hususta deneyebileceğiniz en önemli besinler şu şekildeler:
• Organik sebzeler ve meyveler
• Sağlıklı yağ asitleri
• Yüksek kaliteli proteinler
• Anti-inflamatuvar bitki ve besinler
Kaçınmanız gereken gıdalar ise aşağıda sıralanıyorlar:
• Alerjiniz olan tüm gıdalar
• Alkol ve kafein
• Şeker ve işlenmiş gıdalar
• Süt ürünleri
• Kızarmış gıdalar, trans yağlar ve hidrojene yağlar
⭕Gül Hastalığının nedeni ve nasıl ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Ancak tıb dünyası ve bilim adamları bu hastalığın en büyük etkenlerinden birisinin ✳️genetik yatkınlık olduğunu söylemektedir.
Gül hastalığına sebep olduğu düşünülen diğer bir etkeninde ✳️ciltlerde yaşamakta olan bir çeşit kenedir. Bu çeşit keneler, ciltte hemen derinin altında ölü deri ve canlı deri sınırında yaşamaktadırler. Gözle görülmesi çok zor olan bu canlıların ciltte meydana getirikleri tahriş döküntüleri açıklamaktadır.
Bir cilt hastalığı olan rozasea, yaygın bilinen adıyla gül hastalığı... Özellikle açık tenli kişilerde görülen bu durum yüz bölgesinde yaşanmasından dolayı estetik olarak da rahatsızlık yaratabiliyor. Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Sağlam, güneşin zararlı etkileri, çevresel kirlilik, stres ve soğuk havaların hastalığın görülme sıklığı ve şiddetinde artışa neden olduğunu belirtiyor.
➡️YÜZDE KIZARIKLIK, YANMA VE BATMA HİSSİ VARSA...
Yaygın olarak "gül hastalığı" şeklinde tanımlanan bu cilt probleminin asıl nedeninin damarsal aşırı reaksiyon olduğu düşünülüyor. Bununla birlikte mide hastalıkları, tansiyon, maytlar ve ciltte bulunan bir parazit enfeksiyonu da hastalığın nedenleri arasında yer alıyor.
Dr. Hülya Sağlam'ın verdiği bilgiye göre; güneşin zararlı etkileri, çevresel kirlilik, stres ve soğuk havalar hastalığın görülme sıklığı ve şiddetinde artış yaratıyor. Üstelik bu sorunla karşı karşıya kalan 🔺kişilerin ömür boyu kendilerine dikkat etmeleri gerekiyor. Zira yüzdeki bu kızarıklıklar ne yazık ki tamamen geçmiyor.
➡️KENDİLİĞİNDEN İYİLEŞMESİ SİZİ YANILTMASIN
Yüzdeki küçük, kırmızı bazıları da iltihaplı kabarcıklar başlangıç aşamasında kendiliğinden geçse de tekrar edebiliyor. Ancak herhangi bir gerileme yaşamayan hatta kılcal damar genişlemeleri ortaya çıkan kişilerin mutlaka bir uzmana başvurması gerekiyor.
Hastalık açık tenli kişiler, ailesel geçiş gösterenlere, çiftçi, inşaat işçisi gibi sıcakta ve soğukta ya da güneş altında çalışanlarda daha fazla ortaya çıkıyor. Bununla birlikte fazla miktarda acı, baharatlı yiyecekler, çikolata ve aşırı sıcak çay, kahve tüketimi de tetikleyici faktörler arasında yer alıyor. Sedef hastalığı, seboreik egzama, alerjik dermatitler, kortizonlu krem kullanımı, güneş yanığı da kırmızı yüze neden olabiliyor.
➡️KIZARIKLIĞA YANMA VE KAŞINTI EŞLİK EDİYOR
Rozasea tetikleyici etkenlere maruz kalınmasıyla birlikte bir anda da ortaya çıkabildiği gibi kızarıklık ve sivilcelenmeler zamanla da artabiliyor. Yüzün belirli bölgelerinde kızarıkla başlayıp evreler halinde ilerleyen bu sorunla ilgili Dr. Hülya Sağlam şunları anlatıyor: "Hastalık ikinci evreye ulaştığında ise damarda genişlemeler sonrasında sivilcemsi kızarıklıklar olarak görülüyor. Yanma, kaşıntı gibi şikayetlerin de eşlik ettiği kızarıklıklar ağırlıklı olarak elmacık kemiklerinin üstünde ve burnun alt yarısında artıyor. Üçüncü evre olarak tanımladığımız aşamada ise hastanın yüzündeki kızarıklıkların arttığını görüyoruz. Bazen burunda yağ kanallarını genişleterek, burnun büyüyüp şekil değiştirmesine (rinofima) neden olabiliyor"
Sadece yüz bölgesinde görülen rozaseaya, seboreik dermatit, perioralegzema gibi cilt hastalıkları da eşlik edebiliyor. Bu durum hastalığın şiddetinin de artmasına neden oluyor. Ayrıca göz de blefarit nedeniyle kaşıntı yanma ve batmaya yaşanmasının yanında rozaseası olan kişilerde hipertansiyon ve migren görülme oranın da arttığı gözleniyor.
➡️ÖMÜR BOYU KORUNMA GEREKİYOR
Hastalık genellikle ataklar halinde seyrediyor, tetikleyicilere maruz kalmanın alevlenmeyi artırdığını ve akut döneme geçişe neden olduğunu hatırlatılıyor. Rozaseada hiç bir zaman tam olarak düzelme sağlanamadığı için, sorunu yaşayan kişilerde ömür boyu korunma son derece önem taşıyor.
Hastaların tahriş edici ürünlerle alkol içeren toniklerden uzak durması ve topikal kortizonlu krem kullanmaktan kaçınmaları önem taşıyor.
⚠️BU ÖNLEMLERE DİKKAT!
* Sıcak içecek ve yiyeceklerden kaçının.
* Alkol ve kafein almayın.
* UVA ve UVB'ye etkili en az 30 faktörlü kremlerle güneşten korunun.
* Yaz ayları ve güneş altında daha yüksek koruma faktörlü kremleri tercih edin.
* Düzenli olarak cildinizi nemlendirin.
📝Araştıran, Hazırlayan Özlem Ayral
İletişim 0538 971 1155
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder